Kullanıcı girişi yapabilmeniz için kullanıcı adı ve parolaya sahip olmanız gerekmektedir. Üye değilseniz sağdaki bölümden üyelik kaydı gerçekleştirebilirsiniz.
Şifrenizi unuttuysanız sağdaki Yeni Üyelik/Şifremi Unuttum bölümüne sadece email adresinizi giriniz.
Ankara'lı her kültür adamının bir Ankara Kütüphanesi hayali vardır da bu hayal bir adamın gerçekleştireceği dahası beribenzer kurumun gerçekleştireceği hayallerden değildir. Elbette bir kişi bir kütüphane kurabilir, herhangi bir kurum da şöyle otuz kırk bin kitabı barındıran küçük bir kütüphane kurabilir; kaldı ki memleketin en zengin kütüphanesi Millî Kütüphane Ankara'dadır. Ankara Kütüphanesi de ne oluyor diyen okuyucuya deriz ki, konumuz kütüphane oluşturmak olsaydı işimiz kolaydı, nihayetinde fakirin de kütüphanesinde on bin cilt kitap var, birküç kitap sevdalısı bir araya gelip bir kütüphane kurarız, adına da Ankara Kütüphanesi deriz, iş tamam olur; mesele bu değildir.
Mesele şudur erenler; Ankara ile ilgili her kitabın yeniden özellikli ve nitelikli bir şekilde basıldığı, yerine göre yabancı seyyahların kitaplarının yazılarının derlendiği, Ankara Salnamelerinin, Ankara Şehir ve Telefon rehberlerinin kayda değer olanlarının yeniden basıldığı, şehrin kitaplaşması gereken hangi değeri varsa tamamının usta kalemlere ve bilenlere yazdırıldığı büyük bir yayın faaliyetinden ibarettir.
Hoş Vehbi Koç Ankara Araştırmalar Merkezi küçük de olsa buna benzer bir çalışma yapmaktadır ancak yetersizdir. Hele Büyükşehir Belediyesinin o kötü baskılarla üç beş kitabı piyasaya sürüp kültür yayıncılığı yaptığı vehmine kapılması içler acısıdır. Altındağ Belediye'nin yayımladığı üç beş kitap ne bileyim, özel birkaç yayınevi tarafından basılan kitaplar birkaç heveslinin şahsi gayreti bir araya gelse bile hayalimizdeki Ankara Kütüphanesi'nin rafları yine boş kalmaya devam etmektedir.
Şehrin evliyalarından delisine, armudundan eriğine, anıt ağaçlarından bitki çeşitlerine, kedisinden tavşanına, keçisinden tiftiğine, mühim sokaklarından şehri kültür şehri yapan mekanlarına, delisinden çalgıcısına, sinemalarından Türk sinemasında Ankara'ya, çingenelerinden Türk Romanında Ankara'ya, türkülerinden Oğuz Yılmaz rüzgarıyla başlayan yeni Ankara müziğine, tren garından başka özgür binalarına, saymakla bitmeyecek konuda kitap çapında çalışma yapılabilir, bu çalışmalar sadece Ankara kitapları yayınlayan bir yayınevini marka haline getirebilir.
Saymakla bitmeyecek dedik de, şöyle bin kitaplık bir neşriyat eylemi başkent için yapılacak en kalıcı güzelliklerden birisi olacaktır.
Diğer şehirlerimiz gibi Ankara'da yazılı kültüre uzaklığımızdan nasibini almakta, değişen Ankara'nın geride bıraktıkları unutulmaya yüz tutmaktadır. Şu an yetmişli seksenli yaşlardaki Ankaralı kuşak da hakkın rahmetine kavuştuğunda eski Ankara hakkında işimiz daha da zorlaşacak, çalışma yapılsa bile eksik kalacaktır.
Böyle bir çalışma elbette belli bir sabit sermaye gerektirecektir lakin iyi tasarlandığı ve iyi pazarlandığı takdire yapana zarar da ettirmeyecektir.
Buracıkta ifade etmek gerekirse bu iş Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin işi olmalıydı. Zira önümüzde İstanbul'daki Kültür A.Ş gibi kurumsal bir örnek de bulunmaktadır. Melih Bey'in çocuklara dağıttığı balonun, televizyona ve spora aktardığı kaynağın çeyreğiyle bu iş pekala yapılabilir, belediyenin mekan ve tanıtım imkanlarıyla pazarlanır zarar da etmezdi. Kaldı ki Melih Bey de dünya durdukça adı hayırla yad edilecek bir iş yapmış olur, ne kadar oy alırsa alsın hakkındaki yerine göre haklı olumsuz imaj de yerle yeksan olurdu.
Yine de hayalimiz bakidir. Böyle bir çalşıma başlatılırsa fakir, Ankara yazılarını Atım Arap Vilayetim Ankara adıyla o kütüphaneye bağışlamayı taahhüt eder. Sözümüz sözdür., te'lif melif istemeyiz, çeyrek yüzyıldır ekmeğini yediğimiz Ankara'ya helali hoş olsun.
* Yazı yazarın <i>Şehir Mektupları, Hece Yayınları, Ankara, 2016</i> künyeli kitabının 123. sayfasında yer almaktadır. Kitapistanbul.com'da yazarın rızası ile yayınlanmıştır.