Kullanıcı girişi yapabilmeniz için kullanıcı adı ve parolaya sahip olmanız gerekmektedir. Üye değilseniz sağdaki bölümden üyelik kaydı gerçekleştirebilirsiniz.
Şifrenizi unuttuysanız sağdaki Yeni Üyelik/Şifremi Unuttum bölümüne sadece email adresinizi giriniz.
Bugünkü anlamıyla üniversite kavramının Abbasilerle dünyanın gündemine geldiği söylenmektedir. Batı dünyasına da Endülüs vasıtasıyla girdiği ifade edilmektedir. O günlerden beri kitap ve üniversite ayrılmaz bir ikilidir. Köklü üniversitelerin kütüphaneleri de yayınları gibi köklüdür. Ülkemizdeki en eski üniversite İstanbul Üniversitesidir. İstanbul Üniversitesi II. Abdülhamit zamanında Darülfünun adıyla kurulmuş ve bu güne gerek hocalarının özgün çalışmaları, gerekse tercüme eserler yoluyla yaptığı yayınlar neredeyse bir kütüphaneyi dolduracak büyüklüğe erişmiştir. Cumhuriyet döneminin Ankara’da kurulan ilk üniversitesi de bugün yayınlarını internet ortamından bedava olarak okuyucuların hizmetine sunmuş durumdadır.
Bilim, gerek yayınlanan kitaplarla ve gerekse makalelerle herkesin ulaşabileceği anlamda “açık” olarak ilgililerin hizmetine sunulmaktadır. Kitabın bir maliyeti vardır. Araştırmacı veya okuyucunun kitaba erişimin genellikle ya satın almak ya da kütüphaneden ödünç alınması yoluyla gerçekleşebilmektedir. Hele yayından kalkmış olan kitaplara erişim bazen antika fiyatına mal olabilmektedir. Yabancı dildeki yayınlara erişim internet ortamından bazen çok ucuza elde edilebilmektedir. Ancak yazarı hayatta olan ve telif hakları engeline takılan yayınlar internet ortamından e-kitap olarak elde etseniz bile baskı fiyatını geçebilmektedir. Üniversite ve ihtisas kütüphanelerinin tam olarak bu ihtiyacı karşıladığı söylenebilse bile her yayını her kütüphanede bulabilmek de bazen mümkün olamamaktadır. Araştırmacı için kütüphane olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır ve kütüphane olmayınca araştırma da yapılamamaktadır.
Ankara’daki üniversitelerin, araştırma ve yayın kuruluşlarının kütüphaneleri araştırmacılara önemli kolaylıklar sağlamaktadır. Bazen de bir araştırmacı kendi üniversitesinde bulunmayan bir kitap için başka bir üniversitenin kütüphanesinden yararlanma yolunu tercih edebilmektedir Kütüphanelerin erişilebilir olmasının yanında bedava olması da hem bilimin gelişmesi için önem arz etmekte, hem de bilimin tartışılabilir, yanlışlanabilir ve değerlendirilebilir olmasına hizmet etmektedir.
Geçtiğimiz günlerde ayaküstü sohbet ettiğim bir öğretmen arkadaşıma hazırlamakta olduğu doktora tezinin hangi aşamada olduğunu sorduğumda ilginç bir cevap alacağımı beklemiyordum. Arkadaşım Ankara’nın merkeze nispeten uzak bir noktasında bir Anadolu lisesinde tarih öğretmeni. Bilkent Üniversitesinin kütüphanesinden yararlanmak için sabah yola çıktığını, iki-iki buçuk saat arasında otobüs yolculuğundan sonra Bilkent Üniversitesi kütüphanesine vardığında bir sürprizle karşılaştığını ve isteğine ulaşamadan geri döndüğünü ifade etti. Kütüphaneden yararlanmak için yıllık iki yüz elli liralık bir ücret talep edildiğini, bu ücreti bir bankadaki hesaba yatırdığı takdirde kendisine yararlanma kartı verileceğinin ifade edildiğini söyledi. Her yıl yararlanma ücreti ayrıca yenilenmek durumunda. Tabi ki ben de duruma şaşırmadım değil. Nasıl yani demişim. Evet aynen öyle dedi arkadaşım. Hoca hanım, bir yanlışınız olmasın, böyle bir şey olamaz, bir yanlış anlamayı önlemek adına bir de ben kütüphaneye telefon edeceğim ve işin aslı ne imiş öğreneceğim dediğim de tabi ki dedi. Nitekim ertesi günü Bilkent Üniversitesi kütüphanesini arayıp konuyu bizzat sordum. Hoca hanımın söylediğinde hiçbir abartı yoktu. Bilkent Üniversitesi kütüphanesinden yararlanmak istiyorsanız parayı bastıracak ve öyle yararlanacaktınız.
Bilkent Üniversitesi bir özel vakıf üniversitesi. Bildiğim kadarıyla İngilizce eğitim veriyor. Web sitesini ziyaret ettiğinizde ana sayfasının İngilizce olduğunu görüyorsunuz. İngilizce bilmeyenler için sitenin Türkçe sürümü de mevcut. 20 Ekim 1984 ise üniversitenin kuruluş tarihi. Kütüphanenin ücretli olması konusu son iki yıla ait bir bilgi. Kütüphane sayfasında ücretler bahsinde yıllık yararlanma ücreti olarak yüz dolar talep ediliyor. Zannederim ülkemizde doların alıp başını gitmesinden mütevellit -3.62 lira- üniversite yüz doları 250 liraya sabitlemiş. Kendilerine bu anlamda elbette bir teşekkürü borç biliriz. Lakin kütüphaneden yararlanmanın paraya tahvil edilmesi hiç hoş olmamış.
Kütüphane ilgililerinden hoca hanımın bana verdiği bilginin doğruluğunu teyit ettikten sonra acaba bu uygulamaya başka özel üniversitelerimiz de geçmiş mi diye merak ettim. Diğer özel üniversitelerimizin internet sitelerine gidip kütüphaneden yararlanma şartlarına baktığımda özel üniversitelerimizin yararlanıcılardan sadece lütfen falanca telefondan, filanca email adresinden randevu alınız tarzında bir uyarı dışında ücret talep etmediklerini gördüm. Bilkent Üniversitesinin yaptığına bir türlü akıl erdiremedim dostlar. Hakikaten araştırmacıdan kütüphaneden yararlanma karşılığında para talep edilmesi konusu Türkiye dışındaki kapitalist ülkelerde ne durumdadır şimdi onu merak etmeye başladım.
Doğrusu Türkiye’nin ilk özel üniversitesi olmakla iftihar eden bu özel üniversitemizi takip edecek başka özel üniversitelerimiz olacak mı? Yoksa vay be adamların yaptığı ne ayıp, araştırmacılardan para mı istenirmiş diye ayıplayacaklar ve biz asla ve kat’a böyle bir cürümü işlemeyeceğiz diyecekler mi? Tabi ki solcu arkadaşlar buradan bir girizgâh elde edip özelleştirmeye hayır sloganları atacaklar mı?