Kullanıcı Girişi

Kullanıcı girişi yapabilmeniz için kullanıcı adı ve parolaya sahip olmanız gerekmektedir. Üye değilseniz sağdaki bölümden üyelik kaydı gerçekleştirebilirsiniz.

Şifrenizi unuttuysanız sağdaki Yeni Üyelik/Şifremi Unuttum bölümüne sadece email adresinizi giriniz.

Giriş

Giriş Formu

 

Yeni Üyelik/Şifremi Unuttum



..:: Kitapistanbul ::..
Kitap Kültürü Platformu
  •  Hece’yi yayınlarıyla ve dergileriyle en iyi tarif eden şey okul ve ekol oluşudur

Hece'yi kuranları Nuri Pakdil'in yönettiği Edebiyat dergisinden tanıyorduk çoğunlukla. Hece'de Edebiyat dergisinin ciddiyetini bulmuştuk diyebilirim. Ömer Faruk Ergezen, İbrahim Çelik ve arkadaşları tarafından bir edebiyat dergisi olarak 1997 yılında Ankara'da kuruldu. Bu dergide yazanlar edebiyatı ve sanatı ciddiye alıyorlardı. Dergi bu güne kadar birçok şair ve yazarı konuk etti sayfaları arasında. Çıktıktan yedi yıl sonra yanına Heceöykü adıyla başka bir dergiyi de katarak başladığı dergicilik faaliyetine bugün devam ediyor. Yılda birden fazla çıkarmış oldukları özel sayılar kitaplıkların raflarında yerini almış durumda. Şairler, düşünürler ve yazarlar için özel sayılar çıkarıyorlar. Bu yönüyle de akademik hayata ciddi katkılarının olduğunu söylemek gerekir. Hece dergisi dergi olarak çıkmaya başladığı günden itibaren aynı zamanda bir yayıncılık faaliyeti de yürütüyor. Sadece bir edebiyat sanat dergiciliği değil yapılan. Edebiyatın her türünde kitaplar yayınlanıyor bu yayın evinde. Hece yayınları bugünlerde yedeğine Cümle ve Harf yayınlarını da alarak yapıyor yayıncılık faaliyetini. Derginin editörleri Hayriye Ünal, Ali Ulvi Temel ve sahibi Ömer Faruk Ergezen'le Hece dergisi ve yayıncılık üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Öncelikle Hece dergisinin hikâyesinden başlayalım. Derginin ismini neden Hece koydunuz? Hece bir edebiyat dergisi olarak yayın hayatına ne zaman başladı? Çıkış amacı neydi? Dünden bugüne başlangıçtaki amacınıza ne kadar yaklaştınız?

Dergimiz, adını Yunus Emre’nin “Başları ucunda hece taşları/Ne söylerler ne bir haber verirler” dizelerindeki ‘hece’ sözcüğünün kullanımından alıyor. Türkçenin kültürel ve düşünsel mirasını birlikte solumanın, duygu ve ifade ortaklığıyla birlikte esenlik arayışının sonucu olarak doğdu bu isim. 1997 yılının Ocak ayından beri düzenli olarak çıkıyor Hece dergisi. 2004 yılının Şubat ayından itibaren de Heceöykü dergisini çıkarmaya başladık. Amacımız; inancımızdan kökenlenen kültürümüze, değerlerimize, uygarlığımıza sahip çıkarak çağın tanığı olarak düşünce titizliğine, estetiğe, kucaklayıcılığa uygun, zarif bir üslup içinde toplumumuzla giderek insanlıkla buluşmaktı.

Başlangıçtaki amacımızdan sapmadan, istikamet üzere kalarak amacımızı genişlettik, çeşitlendirdik, dünyanın birikimiyle zenginleştirdik. 27. sayımızda Şeyh Galip’i dosya yaparken 2016’da dijital kültürü özel sayı yapan geniş bir alanı tarıyoruz.

Hece dergisi uzun süredir çıkıyor. Türkiye edebiyat dergileri arasındaki yerini nasıl görüyorsunuz? Mesela bazı dergiler okul işlevi görüyor. Bir okul olduğunu düşünüyor musunuz?

Elbette. Hece’yi yayınlarıyla ve dergileriyle en iyi tarif eden şey okul ve ekol oluşudur. Hem klasik hem moderni bir arada tutan, genç yazar yetiştiren, geleneğin birikimini yeni nesle aktaran bir yapılanma var Hece’de. Yaşayan her kuşaktan şair ve yazarlar dergimizde bir arada ve etkileşim içinde yer alıyor. Genelde edebiyatın nabzını tutuyor Hece. İdeolojik karartmalara prim vermeden, dünya görüşünü değil yeteneği esas alarak bunu yapmaya dikkat ediyoruz. Editoryal dikkatiyle şair seçimleriyle şair adaylarını diğer dergiler tarafından talep gören şairlere dönüştürmesiyle Hece tam bir okuldur. Türkiye’de ciddi bir dergicilik yaparken bir yandan çevirmen, şair, eleştirmen ve öykücü yetiştiriyoruz, yayınlarımızla alternatif ve sivil bir akademi oluşturuyoruz. Hece şair ve yazarlarıyla proaktif bir etkileşim içindedir.

Hece dergisi birçok özel sayıya imza attı. Dergilerin özel sayı çıkarması onlara nasıl bir misyon yüklüyor? Okuyucuların özel sayılara ilgisini değerlendirir misiniz?

Her özel sayımız alanında neredeyse tektir. Okuyucumuz ve akademik çevreler dergimize ve özel sayımıza güven duyar. Birçok özel sayımızın yeni baskısını yaptık, yapmayı sürdürüyoruz. Her yeni baskıyı işin uzmanı editörlere teslim ediyoruz ve her yeni baskıyı ilavelerle güncellemelerle yapmayı önemsiyoruz. Kütüphanelerinde özel sayılarımıza ayrılmış hususi raflar bulundurur okurlarımız. Elbette tüm bunlar bize yeni özel sayılar yapma görevini yüklüyor çünkü bakir ve işlenmemiş birçok konu var ve edebiyattaki sürekliliği sağlamayı da sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Başladığımız günden bugüne -ve inşallah yarınlar için de- çağımıza dürüst bir tanık olmayı hedefledik. Okuyucularımız da bunun farkında. Okuyucular yeni özel sayıları merakla bekliyor. Yazarlar için de Hece’nin özel sayılarında yazmak bir ayrıcalık.

Hece dergisi ilk başlarda şiir başta olmak üzere diğer edebî türleri de aynı anda barındıran bir dergiydi. Aynı zamanda edebiyata ilişkin yazılar da yer alırdı dergide. Bir süre geçtikten sonra yanına Heceöykü dergisi de geldi. Öykü alanında özel bir dergi çıkarmaktaki amacınız neydi?

Hece dergisi edebiyatın tüm türlerine yer ayırıyor. Bununla birlikte şiire olan yoğun ilgi, şairlerin yoğun mesaisi dergiyi oldukça kaplıyordu. Öykü türü de ayrıca son yıllarda lirizme kayarak ve modern öykünün farkında oluşuyla gündemde olmaya başladı. Biz öykünün müstakil bir dergiye ihtiyacı olduğunu fark ettik ve öyküye mahsus hazırladığımız dosyalarla öykü türünün Türkiye’de yükselişine katkıda bulunmayı misyon edindik. Öykünün de kuramsal bir ilgiye ihtiyacı vardı. Nitekim hem teorik konularda hem de komşu ülke öykülerine dair hazırladığımız dosyalarımız oldukça ses getirdi ve gençlerin öyküye yönelişinde pay sahibi oldu. Ayrıca sayılarımız öykü alanında üstün nitelikli ve geniş yelpazede bir bilgi birikimi de oluşturdu. Hemen her sayımızda yer alan dosyalarla oturumlarla soruşturmalarla öykücülüğümüze bir hareket getirdiğimize inanıyoruz. Dünya edebiyatından yapılan öykü çevirileriyle ufkumuzu genişletiyoruz.

Türkiye’de belli bir seviyenin üzerinde sanat edebiyat yayıncılığı yapan yayınevi sayısını ve yayımladıkları kitap sayısını yeterli buluyor musunuz? Şu ana kadar değişik edebî türlerde kaç kitap yayımladınız?

Edebiyatın tüm türleri, siyaset, felsefe, sosyoloji alanında toplam 430 kitabımız yayımlandı şu ana kadar. Hece Yayınları Şubat 1998’de Turan Koç’un Ceylan Kovalamak adlı deneme kitabıyla yayın hayatına başladı. Nisan ayında vitrine çıkacak 10 kitabımızla 430 rakamına ulaşmış oluyoruz. Yayıncılık sonsuz bir çaba istiyor. Elbette Türkiye’de yayınevi sayısı ve yayımlanan kitap sayıları yeterli değil. Ne var ki yayıncılığı besleyecek kurumsal, toplumsal ve kitlesel destek de yetersiz kalıyor. Bu tür desteklerin artması hâlinde hem yayımlanan kitap sayısının artması hem de kitapların görsel açıdan daha zengin ve nitelikli olması umulur.

Dergicilik için sorduğum soruyu yayıncılık için de sormak isterim. Bir yayıncı olarak yayıncılıktaki hedefiniz nedir?

Yayıncılıkta gözettiğimiz birkaç ilke birkaç da hedef var. Öncelikle yerli edebiyat ürünlerine, yerli yazarların verimlerine, yine genç şair ve yazarların ilk kitaplarına yer vermeyi önemsiyoruz. Yine hem coğrafi olarak komşu hem de kültürel anlamda kardeş ve komşu ülke edebiyatlarının ürünlerinden çeviriler yaptırarak basmaya çalışıyoruz. Batı dillerinden yapılan çevirilerin yanında Arapça ve Farsçadan yapılan çevirilere, Türk dillerinden yapılan aktarmalara, Boşnakçadan, Rusçadan yapılan çevirilere de yayınlarımız arasında yer veriyoruz. Kitapların yazım yanlışlarından olabildiğince arındırılmış şekilde basılmasına, kitap kapaklarının özenli ve özgün olmasına, baskı kalitesinin iyileştirilmesine özen gösteriyoruz.

Hece Yayınlarının yanında Cümle ve Harf Yayınlarını da siz götürüyorsunuz? Cümle ve Harf Yayınlarını kurma gerekçenizden bahseder misiniz?

Cümle Yayınları türe özel yayın yapmak üzere kurulmuştur. Biyografi, otobiyografi, günlük, gezi, mektup, hatıra, söyleşi türlerinde kitaplar yayımlamaktadır. Yayınevimiz hem telif hem de tercüme eserlere yer vermektedir. Hece Yayınları için gözettiğimiz ilkelere Cümle Yayınlarında da özen gösteriyoruz. Cümle Yayınlarının ilk kitabı Rauf Ahmet’in Büyük Harbe Nasıl Girdik adlı hatıra kitabıdır. Kitap Ocak 2015’te basılmıştır. Şu ana kadar 55 kitap yayımlandı. Son yayımlanan kitap Osman Kılıç’ın Kader Kurbanı. Cümle Yayınlarının kitap basım formatını Hece kitaplarından farklı bir tarzla yürütüyoruz. Harf Yayınları eğitim amaçlı kitaplar basmak üzere kuruldu. Yayınevi, kuruluşundan itibaren ders kitapları ve yardımcı ders kitapları yayımladı. Harf Yayınları 2014 yılından itibaren yayın yelpazesini biraz genişleterek eğitim ve ders kitaplarının yanında şiir, roman, öykü, deneme kitapları da yayımlamaya başladı. Yine 2015’ten sonra polisiye roman çevirilerine de yer vermeye başladı. Harf Yayınları en son, Nisan 2017’de Esen Akdenizli Eryiğit’in Dinlemek Esenliktir adlı eğitim kitabını yayımladı.

Çok satan diye bir kavram var biliyorsunuz. Çok satmak bir yayıncı için ne anlama geliyor? Bu sadece bir satış politikası mı? Neden bazı kitaplar edebî değeri yokken çok satabiliyor? Ya da gerçekten satıyor mu?

Cevap sorunuzda gizli. Çok satarlık edebî değeri gerektirmez. Edebî değer çok satmaz; Attilâ İlhan’ın şiir için dediği şekliyle söylersek “uzun satar”. Edebî gayelerle yola çıkmışsanız “uzun satmak” önemlidir. Bir babanın da oğlu veya kızı ile birlikte okurunuz olması önemlidir. Popüler kitapların, hafif kitapların, dedikodu sayılabilecek magazinel kitapların çok sattığına ilişkin yaygın bir kanaat vardır. Muhtemelen doğrudur. Düşünce ve edebiyat görece biraz ağırdır, dolayısıyla talibi ister istemez sınırlıdır. Esasen düşünce ve edebiyat kitaplarının yazarları da zaten çok okunmak yerine derin okunmayı tercih ederler diye düşünüyoruz. Kitabın çok satılması ile okunmasının kategorileri, kulvarları farklıdır. Dolayısıyla birbiriyle karşılaştırılmadan, ayrı ayrı değerlendirilmesi uygun olur.

Hece bu yıl ne yayımlamayı planladı. Yayıncılıktaki sezon hedeflerinize ulaştınız mı?

Hece bu yıl hem Türkçe yayında hem de çeviride 1. edebî değeri yüksek olan eserler 2. toplumsal realitemizle ilgili mesela göç/sürgün gibi konularla ilgili eserler ve 3. genç yazarları teşvik gibi idealist politikalarını sürdürdü. Her koşulda nitelikten taviz vermeden yayıncılık yapmayı hedefledik. Kapaktan içeriğe titiz işçiliği ile toplumu ilgilendiren her konuda eser vermek ve belli bir birikime ulaşmış kıymetli edebiyatçıların toplu eserlerini topluma kazandırmak istedik. Tüm bunları yaparken ayağımızı kültürel mirasımıza basıyoruz ama gözümüz ufuk çizgisinden ayrılmıyor.

Hece, Cümle ve Harf Yayınları olarak şu anda yayın mutfağınızda neler var?

Hece Yayınlarında Aliya İzzetbegoviç hakkında yazılan iki kitap çevirisi var. Âtıf Bedir’in, Hayriye Ünal’ın, Hüseyin Atlansoy’un, Mehmet Aycı’nın, Faruk Uysal’ın, Yasin Koç’un, Salim Nacar’ın, A. Barış Ağır’ın, Vural Kaya’nın şiir kitapları yayımlanacak. Cummings’in, Nizar Kabbani’nin şiir çevirileri basılacak. Dos Passos’un, Hans Fallada’nın, V.Woolf’un, H.Acar Yıldız’ın romanları yayımlanacak. Hayrettin Orhanoğlu’nun, M.Koçak Kurt’un, Emin Gürdamur’un, Safiye Gölbaşı’nın, Müzeyyen Çelik’in, Nagihan Şahin’in öyküleri basılacak. Celal Soydan’ın, Ferid Esack’ın, Sachiko Murata’nın, Gürsel Aytaç’ın, Cafer Sadıki’nin, Cahit Yeşilyurt’un, İbrahim Demirci’nin, Galbraith’in, Fry’ın, Kropotkin’in, İbrahim Musa’nın, David Lodge’un, Vefa Taşdelen’in, Zeynep Arkan’ın, Neslihan Çevik’in, Haşim Cabrera’nın, Hatice Bildirici’nin, A.Sait Akçay’ın kitapları basılacak.

Kültür Bakanlığı ile bir yayıncı olarak nasıl bir iletişim içindesiniz? Kültür Bakanlığından yayıncılarla ilişkisini değerlendirir misiniz?

Kültür Bakanlığı dergilerimize belli sayıda abone oluyor ve kitaplarımızdan belli sayılarda alıyor. Kültüre yapılacak her türlü katkı ve desteğin uzun vadede ülkenin geleceğine, sağlık ve esenliğine yapılan bir yatırım olacağı çok bilinen bir gerçektir. Bu bağlamda yapılacak her ek, yeni çaba bizleri sevindirir.

Türkiye’de okur kitlesi deyince ne anlamalıyız? Türkiye’nin okur kitlesi hangi türleri okuyor?

Okur kitlesinden dergi ve kitap okurlarını anlayabiliriz. Biz daha çok kendi yayınımız olan dergi ve kitapların okurlarını anlamaya, onları tanımaya çalışıyoruz. Dergi okurlarımız dergi ve kitaplarımızla daha yakın, canlı ve etkin bir temas içinde oluyorlar. Belli türdeki kitapları daha sıkı takip eden okurlarımız var. Her okur elbette kıymetli, ancak bazı okurlarımız dergi ve kitaplara ilişkin önerilerde bulunarak bizimle daha etkin bir iletişim içinde oluyorlar. Bu tür okurların artmasını diliyoruz.

* http://www.kitapistanbul.com

Toplam Tıklama: 402330 Aktif Ziyaretçi Sayısı: 26
Tüm Hakları Saklıdır. WebMaster:Osman Selvi